top of page
Ara

Kendimi bulmak

Yazarın fotoğrafı: Aslı EtiAslı Eti

Yolculuğun 4 aşaması & farkındalıkla yazı pratiği



Bu haftanın yazı çalışmasını video olarak paylaşmak istedim. Başlamadan istersen aşağıdaki notlarımı da okuyabilirsin. Öğretilerde tekamül olarak adlandırılan, Joseph Campbell'ın Kahramanın Yolculuğu adını verdiği bir yolculuk bu. Bizim yolculuğumuz. Bizim hayatımız. Videoda bahsettiğim 4 aşamadan birini yaşıyor olabilir misin?

Fark etmek her şeydir. Yolculuğu hızlandırır, kilitleri açar, olasılıkları görünür yapar, yolu genişletir, bizi geliştirir. Bazı şeyleri anlamaya, bazı kilitleri açmaya, bazı yanıtları bulmaya ihtiyacın varsa umarım bu küçücük yazı ihtiyacın olanı bulmana yardımcı olur.


Bu konuda yüzyıllardır kitaplar yazılmış, söylenecek çok şey var, yazmakla bitmez. Ama içimden gelen, kendi hayatımdan çok gerçek anahtarlar olduğunu düşündüğüm birkaç iç-görüyü paylaşmak. Aşağıda sana da ışık tutabileceğine inandığım için paylaşıyorum:


Birinci Aşama: Bildiğim Dünyadan Çıkış


Dünyada varolan tüm hikayeler kahramanın bir arzusunun peşinden gitmek için adım atmasıyla başlar. Küçük ya da büyük yeni bir adım bizi yeni bir deneyime götürür. Burası bilinmeyenlerle dolu bir dünyadır. Daha önce yapmadığımız, yaşamadığımız şeylerle doludur. Bilinmeyen dünyayı keşfederken kaygı ve korku kaçınılmazdır. Kahraman maceraya atılmaktan vazgeçip evinde oturabilir. Bu özgürlüğümüz her zaman var. Ama o zaman ortada bir hikaye kalmaz. Meşhur bir söz vardır, 'düşlediğin her şey konfor alanının bir adım dışında'. Ve eksiksiz her birimiz o adımı atma gücüne sahibiz.


Kendimde fark ettiğim şey: En zayıf hallerimizde aslında en güçlüyüz. Çünkü devam edebilmek için fark etmediğimiz miktarda, muazzam bir güç harcıyoruz. Bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal olarak, her anlamda harcıyoruz bu gücü. Kendimizi en başarısız, en üzgün, en kırılgan vb. gördüğümüz dönemler aslında en fazla güç kullandığımız dönemler. Hayatta hep güçlü hissetmemiz gerekmiyor ama o güç gerçekten hep orada. Ve kullanıyoruz onu.


İnsan felsefesi buna irade ve eylem gücü diyor. Her insanda gerektiğinden bir parça fazla güç olduğunu da ekliyor. İnsanoğlunun amacına ulaştıktan sonraki adaptasyonunu bu ek gücün sağladığını, evrimin ve toplumsal gelişimin bu sayede gerçekleşebildiğini söylüyor. Bahsettiğim kavramı insanın elastisitesi olarak tanımlıyorlar. Sen istersen adına umut, inanç ya da dayanıklılık diyebilirsin.


İkinci Aşama: Yeni Dünyam


Kendi yolculuğumda şunu fark ettim: Yeni dünyalar tedirgin edici olabildiği kadar çekicidir de. Yıllar boyu göz ardı ettiğin arzularını karşılayan bir şeyi bulursan onun peşinde kör bir tutkuyla koşmaya başlayabilirsin. Ve dengeni yitirmekte olduğunu fark etmeyebilirsin.


Clarissa Estes'in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabındaki "Kırmızı Ayakkabılar" masalını okumanı öneririm. Yolun bir yerinde kendinle bağından, seni ifade eden özgün hayatından koptuysan; yani işin, ilişkilerin, adımlarınla kendinden başka biri gibi yaşadığını hissettiysen, sezginle bağını kaybettiysen sana bunları tekrar bulduğunu hissettiren ilk şeye körlük içinde kapılıp gidebilirsin. Bunu mutluluğun formülü sanabilirsin. Bunu kendin olmak sanabilirsin. Bu deneyim baş döndürücü olabilir ve giderek gerçekle bağını koparabilir. Estes tüm bağımlılıkların bu mantıkta çalıştığını söylüyor. Bu akışta bizi kendimize getirecek olan tek şey ise bir parça farkındalık ve sezgi. İçimizdeki o tek doğru ses. Ona ulaşmanın yolu ise kendimizi gözlemlemek, hissetmek ve fark etmeye başlamak.


Üçüncü Aşama: Eski Ben'in Ölümü / Koza


Burası tırtılın kelebeğe dönüşmek için kendini parçaladığı yer. Derin bir benlik dönüşümü, hücre bazında benlik değişimi, yeni bir zihin ve yeni bakış açılarının doğumu. Bu çapta bir dönüşüm neler getirir? Arınma, bize artık hizmet etmeyen düşünce ve inançların bırakılması, bazı şeylerin affedilmesi, bazı şeylerin anlaşılması - ve bunların olabilmesi için önce diplerdekinin su yüzüne çıkması. Bu da çalkantı demek. İç dünyadaki her değişim dış dünyaya mutlaka yansır. Hayatında beklenmedik çalkantılar olabilir.


Zorlanabilirsin, acı duyabilirsin, bir süre karanlıkta kalabilirsin - bil ki geri gitmiyorsun. Bil ki orası orta dünya. İki dünya arası. Eski ölüyor, yeni ise henüz yok. Eski sen artık yoksun ama yeni sen de yok. Hayat akmayabilir, kilitler açılmayabilir, açık kapılar kapanabilir, hayatının altı üstüne gelebilir. Orası zor bir yer. Çünkü orası kelebeğe dönüştüğün yer. Orası sıkışık ve durağan görünürken aslında müthiş bir devinimin gerçekleştiği yer. Orası doğmakta olduğun yer. Belki de bu yüzden kilitli ve karanlıktır, korunaklı bir yerde doğabilmen için.


Geçenlerde bir söz okudum, beni gülümsetti: 'Buda evinde, üzerinde "iyi hisset" yazan yastığına sarılarak aydınlanmadı.' Bu bir yolculuk ve hepimiz hep ileri gidiyoruz.


Dördüncü Aşama: Yeni Ben'in Doğumu


Burada beni en çok şaşırtan kavrayış doğumu uzun süre fark etmememdi. Doğumhanede beklememe rağmen. Vardığın yeri henüz fark etmiyor olabilirsin. Çünkü bir doğum anı yok.


Doğum milyonlarca anda oluyor. Işık çakmaları gibi, küçücük değişimler fark edebilirsin zamanla kendinde, bazı tavırlarında, kararlarında. Önemsemeyebilirsin. Mücadeleye devam ederken bunları hissetmeyebilirsin. Doğumunu ancak geriye baktığında kavrayabilirsin. Ve kavradığında da filmlerdeki gibi her şey birden muhteşem olmaz. Hayatın bazı alanlarında değişim görünür olur, bazılarında olmaz. Bazı kilitler açılır, bazıları bekler. Aynı hayat gibi. Çünkü doğumdan sonra hayat devam eder. Ve tekrar tekrar yeniden doğarsın.


Yazı çalışması:

Kendine sor ve yaz:

  • Ben şu an hangi aşamadayım? (Duygularını ve deneyimlerini fark et.)

  • Burada ne öğreniyorum? (Bu dönem hangi konuda değişip geliştin fark et.)

  • Öğrendiğimi ilerlemek için nasıl kullanırım? (Kullanabileceğin farkındalıkları ve kişisel güçleri fark et.)

İyileştirici bir yolculuk olması dileğiyle.


135 görüntüleme1 yorum

1 Comment


Aslı Eti
Aslı Eti
Nov 24, 2022

Duygu ve düşüncelerini benimle burada paylaşabilirsin♥️

Like
bottom of page